Bu Blogda Ara

3 Eylül 2016 Cumartesi

ÖZLEDİM

Özledim.
Bir aya yakın zamandır görmüyorum.
Tuana’yı çok özledim.
ebegümeci otu ile ilgili görsel sonucuHani o, bir zamanlar size anlattığım tatlı kız.
En çok ta insanı mest eden gülüşünü özledim. Çekik gözlerini özledim. Ta beline kadar dökülen saçlarını özledim.
Geçen gün arkadaşlarından Ebrar ve Melike oturuyorlardı. Arkadaşları beni sevgi ile karşıladı. Tuana’yı sordum. “Tatile gitti” cevabını aldım. Bu daha iyi oldu. Ya bırakıp gitseydi, iyi mi olacaktı? Elbet döner bir gün.
Dün düşümde gördüm. Öyle bir yerdeydiler ki… nasıl tarif etsem? Kısacası güzel bir yer. Yeşillik, güllük gülistanlık derler ya! İşte öyle bir yer. Tuana ortada, bir yanında Ebrar var, diğer yanında Melike. Görünce gülümsedi. Güneşte kalma dedi, gel otur, dedi. Hayır oturamam acelem var, dedim ama minnet istediğim belli idi, içimdeki beni dürtüyordu. Dönüşte dedim, dönüşte size eşlik eder, otururum dedim.   Beni kendine çekti, kulağıma bir şeyler fısıldadı. Benim için güzel olan şeyler. Memnuniyetle dedim. Belli arkadaşlarına blöf yapacaktı.
Dönüşte istediklerini ve fazlasını verince sevindi. Tam da sevdiklerimden, dedi. Tuana’nın mutlu olduğu belli idi. Onun mutlu olması beni de mutlu eder.

Düş birden değişti. Güzelim dekor tersine döndü. Onu bir eve yönelirken gördüm. Arkadaşları yine oturuyordu. Dedim ya, dekor değişmişti. Bu defa çok olan arkadaşları içinden Ebrar ile Melike’yi yine tanıdım. Giriş kapısı aralığından seslenen Tauna: “seni sevmiyorum artık” diyordu.
Bu aniden dönüşün nedenini Ebrar’a sordum. Tuana’nın anne annesi, torunun yabancılarla konuşmasını yasaklamış.
İçimden ona “deli kahpe” demek geldi (ama demedim)  “benim suçum nedir neden bana küstün tatlı kız, minik kız,” dedim. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder