5 Eylül 2016
Son elli
günden bu yana, gün geçmiyor ki FETENYAHU’dan,
FETÖRİSTler bahsedilmesin. İşten atılıyor, açığa alınıyor, tutuklanıyor.
Ne olacak bu milletin hali, bu adamlara yazık değil mi? Bunlar belli yerlere
gelmişler, iş güç sahibi olmuşlar. İşsiz kaldıklarında ne olacaklar? Bunların
aileleri ne yeyip ne içecek? Bu sorulara nasıl cevap vereceğiz?
Yaşlı amca şöyle cevap veriyor: “Benim torunum 85 puan aldı. Sıra gelip te atanamadı. Ama onlar tam puan aldılar. Bildiklerinden mi aldılar puanları? Hayır. Senelerce torunumun hakkını yediler. Şimdi de pazarda maydanoz satsınlar.”
Yaşlı amca şöyle cevap veriyor: “Benim torunum 85 puan aldı. Sıra gelip te atanamadı. Ama onlar tam puan aldılar. Bildiklerinden mi aldılar puanları? Hayır. Senelerce torunumun hakkını yediler. Şimdi de pazarda maydanoz satsınlar.”
5 Eylül 2016
tarihli yazıma, yorum yapanlar vardı.
Fatma Betül Şen – şöyle diyordu yorumunda. “Bu insanların içinde hak
ederek belli mevkilere gelenler ne olacak, fakir ailelerin zor şartlarda okutup
ta o çocuklarının gözüne bakan anne ve babalar..”
Fatma Betül
Şen’in yorumunu yaşlı adama ilettim. Şöyle dedi:
“O kadar da
değil. 80 öğretmeni olan okuldan 7 kişiyi açığa aldılar”, diyor bilge adam.
“ Peki
bunları nasıl belirlediler”, diyorum.
“25
Aralıktan sonra uyarılmışlardı. Bunlar
devletin buyruğu dışına çıkanlardır”.
”Nasıl yani”
diyorum, ben.
“FETENYAHU
emir verdi. Bunlar yani FETÖRİSTLER devletin kesin talimatını hiçe sayarak
FETENYAHU’nun emri doğrultusunda evlerini, arabalarını satarak FETÖ’ye yardım
ettiler. Açığa alınan 7 kişiden bir bayan itiraz etti. Bayanın durumu
incelendi. Parası bankaya daha önce yatırılmış ama unutulmuş, çekilmemiş. Açığa
alınan 7 kişiden 6’sı ihraç edildi.
Bayan tekrar işe döndü”, diyor yaşlı, bilge adam.
Bunları nasıl belirliyorlar diyorum arkadaşım Selim’e. Bunları belirlemek kolay, diyor Selim, öyle bir sistem kurulmuş ki, kurullara uymayanlar belirleniyor. Dedim ya bunları belirlemek kolay. 25 Aralıktan sonra FETENYAHU’nun izinden gitmeyeceksiniz, sizin maaş aldığınız yer belli, kanunlara uyacaksınız, diye uyarıldılar. Benim bildiğim; karı koca hastanede çalışıyordu. Aldıkları 20 bin lira maaşı ¼’ü kendilerine yetiyordu, paranın kalan 15 bin lirasını himmete aktardılar.
Şimdi soruyorum: Bu durum karşısında siz olsaydınız ne yapardınız?
Adil
arkadaşım diyor ki: Bunlar bizim okulda da var. Öğretmen odasına
otururlar. Selamlaşmaları kendi
Aralarındadır. Kendileri gibi düşünmeyene, ne selam verirler, ne de onlarla
konuşurlar. İşleri güçleri ekmeğini yedikleri devletin kurumu MEB’ i
eleştirmek.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder